Kur’an ve Kader Meselesi: Özgür İrade, Sorumluluk ve İlahi Plan
Kader konusu, İslam düşüncesinin en tartışmalı ve en merak edilen başlıklarından biridir. İnsan eylemleri özgür müdür, yoksa her şey önceden yazılmış mıdır? Kur’an bu konuda ne söylemektedir? Tarih boyunca kelam âlimleri, mutasavvıflar ve modern dönem tefsirciler farklı açılardan yaklaşmıştır. Özellikle Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Prof. Dr. Mehmet Okuyan ve benzeri hocaların yorumları, kader anlayışını yeniden düşünmemize yardımcı olmaktadır.
Kader Kavramının Temeli
Arapça “kader” kelimesi, ölçü, takdir, plan anlamına gelir. Kur’an’da kader, çoğunlukla Allah’ın evrendeki düzeni ve ölçüsü için kullanılır. Örneğin:
“Biz her şeyi bir ölçüye (kader) göre yarattık.” (Kamer, 49)
Bu ayet, kaderin mutlak bir “yazgı” olmaktan çok, evrende işleyen ilahi yasa, ölçü ve denge anlamında kullanıldığını göstermektedir.
Yaşar Nuri Öztürk’ün Yorumu
Yaşar Nuri Öztürk, kader anlayışının Kur’an’da yanlış yorumlandığını sıkça dile getirmiştir. Ona göre Kur’an’da kader, insanın hayatındaki her adımın önceden yazılması değil, evrenin düzeni ve yasalarıdır. Mesela, suyun akması, ateşin yakması, doğum ve ölüm gibi yasalar “kader”dir.
Öztürk’e göre asıl mesele, insanın iradesidir:
-
İnsana akıl, irade ve seçim hakkı verilmiştir.
-
İnsan, kendi tercihlerinden sorumludur.
-
Kader bahanesiyle günah ve zulüm meşrulaştırılamaz.
Bu yaklaşım, Kur’an’ın şu ayetiyle uyumludur:
“Hiç kimse, kendi yaptığından başkasıyla sorumlu tutulmaz.” (En’âm, 164)
Mehmet Okuyan’ın Yorumu
Prof. Dr. Mehmet Okuyan da kader konusuna Kur’an merkezli yaklaşır. Ona göre kader, insanların elinden alınan bir özgürlük değil, Allah’ın koyduğu ölçülerdir. İnsan, bu ölçüler içinde kendi tercihlerini yapar.
Örneğin, sigara içen birinin akciğer hastalığına yakalanması kader midir?
-
Okuyan’a göre bu, Allah’ın koyduğu biyolojik yasaların işlemesidir. İnsan tercihini sigaradan yana kullanmış, sonuçlarına katlanmıştır.
-
Bu noktada kader, Allah’ın yarattığı neden-sonuç düzenidir.
Kur’an’da da bu gerçek vurgulanır:
“İnsana ancak çalıştığı vardır.” (Necm, 39)
Kur’an’a Göre Özgür İrade
Kur’an’da insanın özgür olduğu, tercihlerinin sonuçlarından sorumlu tutulacağı birçok ayetle açıklanır.
-
“Dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf, 29)
-
“Kim doğru yolu seçerse, kendi lehine; kim saparsa, kendi aleyhine sapar.” (İsrâ, 15)
Bu ayetler, insanın tercih hakkını ve sorumluluğunu açıkça ortaya koyar. Eğer kader mutlak anlamda önceden yazılmış olsaydı, iman ve küfür tercihi anlamsız olurdu.
Geleneksel Anlayış ile Modern Yorum Arasındaki Fark
Geleneksel anlayışta kader çoğu kez “alın yazısı” olarak görülmüş, insanların hayatındaki her şeyin Allah tarafından önceden belirlenmiş olduğuna inanılmıştır. Bu yaklaşım:
-
Bazen insanı pasifliğe sürüklemiş,
-
Zulmün ve adaletsizliğin kaderle açıklanmasına yol açmıştır.
Oysa modern dönem yorumcuları (Yaşar Nuri, Mehmet Okuyan, Mustafa İslamoğlu vb.) Kur’an’a bakarak kaderi, tabiat kanunları ve ölçüler bağlamında ele alır. İnsan kendi tercihlerinde özgürdür, sonuçlarından da sorumludur.
Kader ve Sorumluluk İlişkisi
Kur’an’da kader anlayışı, sorumluluk bilinciyle birlikte değerlendirilir. Eğer her şey önceden yazılmış olsaydı:
-
İmtihanın anlamı kalmazdı.
-
Cennet ve cehennem haksızlık olurdu.
Kur’an ise şöyle der:
“Allah kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemez.” (Bakara, 286)
Bu ayet, insanın sorumluluğunun kendi gücü, imkânı ve iradesiyle sınırlı olduğunu net biçimde gösterir.
Kaderi Yanlış Anlamanın Sonuçları
Yanlış kader anlayışı, toplumlarda şu sorunları doğurmuştur:
-
Teslimiyetçilik: “Ne yapalım, kaderimiz bu.” düşüncesi.
-
Sorumluluktan Kaçış: Günah ve hataları “Allah yazmış” bahanesiyle açıklamak.
-
Adaletin Bozulması: Zalimlerin yaptıklarını kadere bağlayarak meşrulaştırmak.
Oysa Kur’an’da adalet, özgür irade ve sorumluluk vurgusu çok açıktır.
Kaderin Doğru Anlaşılması
Kaderi Kur’an ışığında doğru anladığımızda:
-
Evrensel Yasalar: Doğa, tabiat, fizik kuralları kaderdir.
-
Özgür İrade: İnsan tercihlerinde özgürdür.
-
Sorumluluk: İnsan kendi seçimlerinden hesaba çekilecektir.
-
İmtihan: Hayat bir imtihandır ve kader, bu imtihanın sahnesidir.
Sonuç
Kur’an’da kader, çoğu kez yanlış anlaşıldığı gibi önceden yazılmış bir “alın yazısı” değil, Allah’ın evrendeki düzeni ve yasalarıdır. İnsan bu yasaların içinde irade sahibidir ve kendi tercihleriyle hayatını şekillendirir.
Yaşar Nuri Öztürk’ün dediği gibi:
“Kader, insanın iradesini yok eden bir zincir değildir. Kader, Allah’ın kurduğu düzenin adıdır.”
Kur’an’a kulak verdiğimizde, kaderin bizi sorumluluktan kurtaran bir bahane değil, bilakis sorumluluk bilincini güçlendiren bir hakikat olduğunu görürüz.
Yorumlar
Yorum Gönder